Ali Koç’un konuşmasından önemli batır başları şöyle:
Değerli kongre üyelerimiz, Türkiye’nin en büyük ailesi Fenerbahçe’nin sevgili mensupları, karşımda gördüğüm pankartlar beni ve arkadaşlarımı duygulandırdınız. Zaten dik durduk, eğilmedik sıkıntı buradan doğuyor. Teşekkür ediyorum, bence pankartı kaldıralım. Tüylerim diken diken oluyor.
Olağanüstü bir kongreye, olağanüstü olağanüstü olağanüstü katılım. İşimiz çok, anlatacağımız ve konuşacaklar çok. Olağanüstü diyorum, Olağanüstü Genel Kurul olduğu için değil.
Mübarek Ramazan ayında çok kısa süre içinde tribünleri bu şekilde doldurmanız olağanüstü. Bu sayıyı yakalayamamamızı isteyen düşmanlarımız vardı. Bu katılımla düşmanı, trolleri boşa çıkardınız. Helal olsun size.
Camia olarak uzun yıllardır hukuki, ekonomik, sosyal birçok alanda ağır bir mücadeleyi sürdürmek zorunda bırakıldık. Zaten bugün burada, bu şekilde bulunmamızın sebebi de pervasızca ve namertçe emeğimizin ve hakkımızın gasp edilmesinin karşı sürdüreceğimiz mücadelenin yöntemini ve olası sonuçlarını değerlendirmek ve kararlaştırmak için buradayız.
Bugün burada olağanüstü toplanmamızın sebebi sadece o maçta yaşananlar değil, çok daha fazlasıdır. Son maçlarda kaybettiğimiz 3 şampiyonluk, sözde şike kumpası, kirli ittifaklarla şampiyonluklarımızın çalınması, saha içinde insanları çıldırtan kararlar, TFF ve kurullarının çifte standart yaptırımları, başarı için her yol mübah anlayışı ile kin ve nefret kusan bazı rakipler ve saymakla bitmeyecek birçok olay. Bizlere artık yeter dedirtti. Gerçek anlamda yeter, o bildiğiniz yeter değil.”
Bu yaşananlar, birazcık vicdanı olan herkesi rahatsız edecek boyuttadır.
Son maçımızda Trabzonspor ile, dünyanın hiçbir normal ülkesinde tamamlanmasına izin verilmeyecek bir maçı, bir kez daha oynamak zorunda bırakıldık. Daha evvel, birçok kez yaşadığımız gibi, bir kez daha planlı bir organizasyonla emeklerimiz çalınmaya teşebbüs edildi.
Kısacası dünyanın hiçbir ülkesinde yaşanmamış, yaşanmayacak ve yaşanmasına izin verilmeyecek anormalliklere ve haksızlıklara 20 yıldır maruz bırakıldık. Bu duruma tepki göstermemek, hayatın olağan akışına aykırı.
Yaşananlar organize ve planlı bir şekilde gerçekleşmiştir
Trabzonspor maçında yaşadıklarımıza değinmek istiyorum. Bu bardağı taşıran son damla olmuştur. Maç sonrasında yaşananlar organize ve planlı bir şekilde gerçekleşmiştir. Bu herhangi bir futbol maçında yaşanan olaylardan ibaret değildir.
Açık ve net söylüyorum, bu duruma göz yumulmuş ve müsaade edilmiştir. Böyle düşünüyoruz çünkü gergin geçeceği belli bir maçta valilik ve emniyet müdürlüğü gereken güvenliği sağlayamamıştır. Bugün genel kurul toplantısındayız, İstanbul Emniyet Müdürlüğü çok daha iyi bir güvenlik tedbiri almıştır.
Trabzon’da yaşanan güvenlik zafiyeti hiçbir şekilde hafife alınacak bir konu değildir. Görevlerini yerine getirmeyen kamu görevlilerden devletimiz hesap soracak mı? İçişleri Bakanlığımız gerekli soruşturmaları yapacak mı, takipçisi olacağız. Maça gelen taraftara üst araması yapılmamıştır. Passolig tüm takım taraftarlarına açılmıştır. Maskeli taraftarlar nasıl oluyorsa, bir şekilde göz ardı edilmiştir. Karadeniz insanına pek çok sıfat addedebilirsiniz, bunlardan biri merttir. Mert olan insan tribünde maskeyle olmaz. Zaten onlardan biri sahaya atladı.
Yüzlerce kişi futbolcularımıza saldırmak için sahaya girmiş ve 12 kişi tutuklanmış ve sadece 5 kişi gözaltındadır. Ancak buna mukabil, meşru müdafaa yapan futbolcularımız ve çalışanlarımız disiplin kuruluna sevk edilmişlerdir. Trabzonspor maçı çoğu zaman gergin geçer ama bu maçta hiç görmediğimiz kadar cisimler sahaya atılmıştır. Her dakika gerginlik artmıştır. Biz bunu İstanbul’dan görüp, hocamıza, “İstediğin an takımı sahadan çekebilirsiniz” derken, Trabzon Emniyeti burnunun dibindeki maça müdahala edememiştir.
Biz bu maçtan beri yurtdışıyla temas halindeyiz. Niye temas halindeyiz çünkü başımıza gelecekleri bildiğimiz için. Gözlemciler hatta yabancı gözlemciler hakeme tam puan vermişlerdir. Bizim temasta olduğumuz gözlemci uzmanlar, “Bu Avrupa’da olsa hakemin lisansı iptal olur” diyorlar ama TFF’nin getirdiği neredeyse tam puan vermiş.
Erden Timur’a ağır sözler
Tek önceliği futbolcularımıza ceza verdirmeye çalışan rakiplerimizi de not ettik. Ancak bir tanesi var. Lügattaki kelimelerin insan versiyonu olsa bu, yalanın insan versiyonu olurdu. Yanında bir de suç makinesi terbiyesiz, utanmadan bir de TV’ye çıkıyor. Trabzon’da yaşanan olaylar için sadece “Olmamalıydı” deyip, 15 dakika bizim futbolcularımıza nasıl ceza verilmesi gerektiğini, o yarım aklıyla satır arası mesajlar vermeye çalışıyor. Koskoca camiana yaptığın kontratlarla, verdiğin bilgilerle yalanı dibine kadar soktun ama bakalım nereye kadar. Fenerbahçe seni de not etti. Sen camianda popüler olabilirsin ama her gece yatarken bizi düşün. Özellikle de benim başkanlığım bitince.
TFF’miz, onların anlayışına göre oyuncularımız kaçmalıymış, kaçsalarmış bütün bunlar yaşanmazmış… Herhalde futbolcularımızın uslu uslu dayak yemelerini bekliyorlardı. Kahramanca armamızı temsil ettiler orada.
En kabul edemediğim bu kanallarda ve benzerlerinde işlenen, “Fenerbahçeli futbolcular saha ortasında sevinmemeliymiş” Onların bir futbolcusu açıklama yapıyor, “Ben hayatımda böyle bir şey görmedim” diyor. Daha 3 ay önce burada aldığınız galibiyeti kutladınız. Bu kadar mı geçmişi çabuk unutuyorsunuz? Mert Hakan eli cebinde gelmiş, neresinde gelseydi.
Fenerbahçe’nin ülkesi ve vatanı için duruşu apaçık ortadayken, bu maçtan sonra tek bir siyasi partiden, devlet erkanından, TFF’den veya herhangi bir futbol paydaşından, geçmiş olsun mesajı gelmemesi son derece manidar ve bir o kadar da derin anlam taşımaktadır.
Değerli kongre üyelerimiz, Türkiye’nin en büyük ailesi Fenerbahçe’nin sevgili mensupları, karşımda gördüğüm pankartlar beni ve arkadaşlarımı duygulandırdınız. Zaten dik durduk, eğilmedik sıkıntı buradan doğuyor. Teşekkür ediyorum, bence pankartı kaldıralım. Tüylerim diken diken oluyor.”